Sen Yıldız Tozu ve Zamansın

Sen Yıldızların Çocuğusun ve Büyük Patlamanın Yankısısın

Yıldız tozundan oluşan bedeniniz, gözlemlenebilir evrendeki yıldızlardan daha fazla atom içeriyor. İçinizde yedi milyar kere milyar kere milyar atomdan oluşan bir kozmos var.

Bu atomlar iki kozmik hikâye anlatır. Sayıca çoğunluğu, Büyük Patlama'dan kalma 13.8 milyar yıllık kalıntılar olan hidrojen atomlarıdır. Ancak, kadim yıldızların ateşli kalpleri kütlenizin büyük çoğunluğunu - DNA'nızdaki karbonu, kemiklerinizdeki kalsiyumu ve kanınızdaki demiri - oluşturmuştur. Dolayısıyla, siz gerçekten de yıldız tozusunuz.

Yaşayan bir paradokssun: Sayıca evrenin ilk nefesinin yankısısın; öz olarak yıldızların çocuğusun. Hem yıldız tozundan hem de zamanın şafağından yaratılmışsın.

Video: Sen Stardust ve Dawn of Time'dan oluşuyorsun

İçine bak,

Peki ne görüyorsun? Sadece et ve kemikten ibaret değil, kaynayan, sessiz bir kozmos. Kendi varlığının sessiz sınırları içinde, geceleri gördüğünden çok daha kalabalık bir evren barındırıyorsun. İçinizde, gözlemlenebilir gökyüzünün kadifemsi kıvrımındaki yıldızlardan daha fazla atom topluyorsun. Yıldız tozundan yapılmış atomlardan oluşmuş olman, kozmik kökenlerine işaret ediyor.

Bu sonsuz küçük ışık noktalarının her biri bir hikaye, bir yaratılış destanı anlatıyor.

Yakından dinleyin.

Duyabiliyor musun? Başlangıcın hafif, ısrarcı uğultusu. Çoğunuz, sadece sayımla, hidrojenden, yani ilk doğan atomlardan oluşan bir koro oluşturuyorsunuz. Evren bunları ilk nefesinde şekillendirdi. Bir yankı... Büyük patlama, sen 13.8 milyar yıllık bir fısıltısın. İçinizde yıldızlardan, galaksilerden, ışığın inebileceği bir yer olmadan önceki bir zamanın anısı yatıyor. Zamanın şafağından örülmüş, evrenin en eski anlarını temsil ediyorsun.

Ama sen aynı zamanda ateşin ve ışığın çocuğusun.

Kemiklerinizdeki güç, kalsiyum sana form veren şey nedir? Demir kanınızda, kalbinizin her atışında hayat taşıyan? karbon DNA'nızın zarif senaryosunu kim yazıyor? Bunların hiçbiri o ilk, sessiz anda doğmadı. Aksine, hepsi göksel fırınların kalbinde şekillendi. Uzun zaman önce ölmüş güneşler, sizi oluşturmak için küllerini geride bıraktılar; ışıl ışıl yanan, çöken ve kozmosa yaşam hammaddesi eken yıldızların armağanları. Siz, kelimenin tam anlamıyla, ses verilmiş yıldız tozusunuz. Sanki kadim galaksilerin sırlarını yansıtan yıldız tozundan yapılmışsınız gibi.

İşte, temsil ettiğin paradoks burada: Hem başlangıcın kadim, basit fısıltısı, hem de yıldızların karmaşık, parlak şarkısısın. İki sonsuzluk arasında bir köprüsün, zamanın şafağı ve bir güneşin kalbi. Sadece evrene bakmıyorsun; evrenin ta kendisisin ve kendine bakıyorsun.

0 0 oy
Makale Değerlendirme
Bizi takip edin!
Bildirir
0 Yorumlar
en eski
en yeni En çok Oylanan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle